Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle; Millet olarak 2 milyarlık islam alemiyle birlikte Kurban Bayramı’nı hep birlikte idrak ettik. Büyüklerimizi dost ve akrabalarımızı ziyaret ederek gönüllerini aldık. Bu bayram döneminde özellikle depremzede kardeşlerimizi ihmal etmedik. Depremzedelerimizin yalnız olmadıklarını bir kez daha kendilerine hissettirdik. 11 vilayetimizin tamamında ihya ve inşa çalışmaları şu anda devam ediyor. TOKi’miz bölgenin yeniden ayağa kaldırılması sürecinde öncü rol oynuyor. Ekim kasım ayından itibaren yapımı tamamlaman konutların teslimatına başlıyoruz. Amacımız ilk bir sene içerisinde 319 bin deprem konutunu teslim etmektir. Bölgede inşa edeceğimiz konut sayısı ise toplam 650 bindir. Şimdiye kadar inşa süreci başlayan konut sayısı 180 bini buldu. Evleri yıkılan vatandaşlarımızın çok büyük bir bölümünün gelecek bayramı yeni yuvalarında karşılamalarını hedefliyoruz. Allah’ın izniyle asrın felaketinin de üstesinden geleceğiz. Şehirlerimizi eskiden daha güvenli daha dayanaklı hale getirene kadar durmadan, dinlenmeden çalışacağız. Bizim ana gündem maddemiz deprem bölgesidir. Oyların rengine, siyasi tercihlerine bakmadan deprem bölgesinde yaşayan tüm vatandaşlarımızı kucaklamaya devam edeceğiz.
1915 Çanakkale Köprüsü ile Boğaz geçiş sürecini 6 dakikaya düşürdük. Osmangazi Köprüsü 111 bin 770 araç geçişiyle bir rekora daha imza attı. Açılışından itibaren bugüne Osmangazi Köprüsü 70 milyon araç geçişiyle zamandan, yakıttan ve çevreden toplam 1,7 milyar dolarlık tasarruf sağladı. 1915 Çanakkale Köprümüz’de de yüzde 55 oranında artış yakalandı. Ankara niğde otoyolu rekora koşan bir başka projemizdir. Havayollarımızda da aynı durum söz konusudr. 25 Haziran’da ise bin 593 iniş kalkış ile tüm zamanların en yüksek rekoruna ulaştı. İstanbul Havalima’nı Avrupa’nın en yoğun ve en iyi havalimanı seçildi. Antalya Havalima’nında da rekor kırdık. Trabzon Havalimanı’nda ise 12 ülkeye seyahat gerçekleştirildi. CHP Genel Başkanı’nın buraya uçak mı iner dediği diğer tüm ulaştırma projelerimizde benzer başarıları yakalamanın gurunu yaşıyoruz.
Rusya – Ukrayna savaşı
Bayram günleri aynı zamanda diplomasi trafiğimizin arttığı dönemlerdir. Bu bayramda da bayramlaşma imkanı bulduk. Hem tebrikleri kabul ettik hem de ikili konuları ele aldık. Bu görüşmeler vesilesiyle Rusya – Ukrayna savaşından Sudan’daki kardeş kavgasının sona erdirilmesine kadar Türkiye’nin katkısının daha fazla arandığını ortaya koyuyor. Ülkemiz belirleyici rol oynuyor. Tam anlamıyla bir kilitlenme yaşanmaya Rusya – Ukrayna savaşı bunun en açık örneğinidir. İstanbul süreci bu acımasız savaşı sona erdirecek tarihi bir fırsattı. Bugüne kadar yaşanan yıkım ve gözyaşı olmayacaktı. İstanbul süreciyle başlayan tahıl mutabakatı maalesef savaş lobisi tarafından engellendi. Bunun bedelini de binlerce insan ödedi. Bir dönem Türkiye olarak biz de savaş lobisinin hedefi olduk. Dengeli politikadan rahatsız duyanlar baskı uyguladılar. Baskı aracı olarak muhalefet partilerini kullananlar karşısında dik durduk. Muhalefetin adayının Rusya ile aramızda kriz çıkarmaya çalışan asılsız ithamları bu senaryonun parçasıydı. Bu iddialarla ilgili ortaya tek bir somut delil konulmadı.Son bir buçuk yılda bunun gibi sayısız örnekle Türkiye’yi zorda bırakmayı hedefleyen teşebbüsle karşı karşıya kaldık. Hükümet olarak bunların hiçbirine kulak asmadık. Bölgemizdeki ateşin kıvılcımının Türkiye’ye çıkmasına izin vermedik. Barışın tesisi için gayret sarf ettik. Rusya – Ukrayna ile aynı anda görüşen acil sorunlara çözüm önerileri geliştiren tek ülke biziz. Dengeli duruşumuzu muhafaza edeceğiz. Türkiye’nin çervesinde huzuru hakim kılana kadar diplomatik çabalarımızı sürdüreceğiz.
İsveç’te Kur-an’ı Kerim’e saldırı
İsveç’in başkentinde Kur-an’ı Kerim’e yönelik gerçekleştirilen saldırı hepimizi öfkelendirmiştir. Bunlar İslam düşmanlığından beslenen nefret suçlarıdır. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde insanların kutsallarına yönelik saldırılar düşünce hürriyeti olarak nitelendirilemez. Bizim nazarımızda camilerimizi hedef alan eylemlerle kutsal kitabımıza yapılan rezil saldırılar arasında hiç fark yoktur. Söz konusu kendi güvenlikleri olunca hiçbir hak,hukuk tanımayanlar sıra Müslümanların kutsallarına gelince birden fikir özgürlüğünü hatırlıyorlar. Batı dünyası özellikle bu hastalıkla mücadele noktasında hiçbir adım atmıyor. 4 yıl önce Yeni Zelenda’da bir camide ibadet eden 51 Müslümanın şehit ediliği terör eyleminden hala ders alınmıyor. Aşırı sağcıların işlediği nefret suçlarının kaydı çoğu zaman tutulmuyor. Failer ya yakalanmıyor ya da ön kapısından girdikleri mahkeme salonlarının arka kapısından ellerini kollarını sallayarak çıkıyor. Irkçı terör saldırıları sadece Müslümanlara değil Musevilere, Afrikalılara, Romanlara ve göçmenlere de yönelmektedir. Pek çok Batı ülkesinde ayrımcılık toplumsal bir norm haline gelmiştir. Özellikle sömürgeci geçmişiyle bilinen ülkelerde kültürel ırkçılık kurumsal ırkçılğa dönüşmüştür. Kamu malına zarar verilmesini, sokakların yakılıp yıkılmasını elbette tasvip etmiyoruz. Sokak olayları meşru bir hak arama metodu olamaz. Benzer vakalar ülkemizde yaşandığında bizlere hak, hukuk dersi verenlerin meydanlarda kamp kurup canlı yayın yapanların bugün derin bir sessizliğe bürünmesi ayrıca manidadır. Dışişleri Bakanlığımız bugünlerde Fransa’ya gidecek olan ya da orada yaşayan vatandaşlarımıza gereken uyarılarda bulundu. Büyükelçilerimiz her zaman vatadanşlarımızın yanındadır. Son hadiselerin daha fazla kan akmaktan şiddet sarmalı daha fazla büyümeden bir an önce sona ermesini diliyoruz. Bu olayların göçmenlere ve Müslümanlara yönelik yeni bir baskı furyasına yol açmasından da kaygı duyuyoruz. Biz yüzbinlerce vatandaşımızın yaşadığı hiçbir ülkenin böyle bir girdaba sürüklenmesini istemeyiz. Irkçı nefretin insanımızı hedef almasına izin veremeyiz. Türkler, İslam düşmanlığından mağdur olan kesimlerinden biridir. Mescitleri, dernekleri saldırıya uğrayan bizim kardeşlerimizdir. Yurt dışında 7 milyon vatandaşı bulunan ülkemiz için Türk ve Müslüman düşmanlığı bir milli güvenlik sorunudur. Terör örgütleriyle ve İslam düşmanlarıyla kararlı mücadelenin kırmızı çizgimiz olduğunu açıkça ifade ettik. Teröre destek vererek, sokakları, caddeleri, şehrin en merkezi meydanlarını teröristlere tahsis ederek Türkiye’nin dostluğunun kazanılmayacağının herkesin kabullenmesi gerekiyor. Ülkemizin duruşu, beklentileri, bizlere verilen taahütler bellidir. Biz geçen sene neyi savunuyorsak aynı ilkeleri savunuyoruz. Basın yayın organları üzerinden yürütülen kirli oyunların neyi amaçladığını çok iyi görüyoruz. Buradan kendilerine ince eleyip sık dokumalarını ev ödevlerini daha iyi yapmalarını tavsiye ediyorum. Bizim tehdit siyasetine teslim olmayacağımızı tüm dünya bilir, bilmelidir. Biz birilerinden ülkelerinin isimlerini değiştirmesini değil sadece altına imza attıkları hususlara sadık kalmalarını istiyoruz. Bölücü örgüt mensuplarını himaye etmemelerini bekliyoruz. Türkiye olarak bunlar sağlanana kadar geri adım atmayacağımızı bilinsin istiyoruz.
Milletimize meydanlarda verdiğimiz sözleri de asla ihmal etmiyoruz. Çiftçilerimizden gençlerimize yönelik müjdelerimizi paylaştık. Asgari ücrete yüzde 34 gibi enflasyonun üzerinde ferah payını da içeren zam yapmış olduk. Özellikle toplumumuzun kırılgan kesimlerini hayat pahalılığının etkilerinden korumaya çalışıyoruz. Kira artışlarına karşı geçen sene devreye aldığımız üst sınır uygulaması bu tedbirlerden biriydi. Temmuz ayında yenilenecek konut kira sözleşmeleri için de aynı sınır uygulanmaya devam edecektir. Sıfır ve ikinci el araç fiyatlarında oluşan balonu da yakından takip ediyoruz. Bu meselenin üstüne gideceğiz. Ticaret Bakanlığı’mız denetimi daha da sıklaştıracak. Stokçuluk yapanlara asla müsaade edilmeyecek. Muhakkak hesap soracağız. Yeni ekonomi kadromuz enflasyonla mücadele yanında uluslararası doğrudan yatırımları artırma çalışmalarına hız verdi. Dost ve kardeşlerimiz başta olmak üzere uluslararası yatırımcıların ülkemzie yönelik ilgisi yükseldi. Son 21 yılda yaklaşık 255 milyar dolar doğrudan yatırım çeken Türkiye’nin yıldızının daha da parladığını görüyoruz.
Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yıoluyla ülkemizi büyütme hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Dış ticaret rakamlarında güzel haberler gelmeye devam ediyor. Yıl sonu hedefimiz olan 265 milyar dolara ulaşacağımız kanaatindeyim. Ekonomi politiklarımızın odağında 85 milyonun her bir ferdinin işini, aşını büyütmek vardır. 21 yıllık kazanımlarımızdan aldığımız güçle Türkiye ekonomisini yükselteceğiz. Salgından bölgemizdeki savaşlara kadar son yıllarda çok ciddi sınamalarla karşılaştık. Suriye krizinin olumsuz etkilerini en fazla hisseden ülkelerden biriyiz. 31 Mart 2024 seçimlerini de atlattıktan sonra Türkiye Yüzyılı menziline koşar adımlarla gideceğiz.
Orman yangınlarıyla mücadele
Yaz mevsimiyle birlikte artan yangın tehdidine karşı ormanlarımızı korumaya büyük önem veriyoruz. Geçmiş tecrüblerin ışığında yangınlara müdahale kapasitemizi daha da güçlendirdik. Orman teşkilatımız göreve her zaman hazırdır. Bu yaz dönemini ciğerlerimiz yanmadan atlatalım istiyoruz.
Memur ve emekli maaşı: Süreci başlatıyoruz
KKM uygulamasını devam ettiriyoruz. Vergi istisnası süresini uzatıyoruz. Memur maaşlarına yapılacak zam miktarıyla ilgili süreci başlatıyoruz. 5 Temmuz çarşamba güün 6 aylı kenflasyon oranlarımız netleşmiş olacaktır. Memur ve emeklilerimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz. MEclis onayı gerektiren tüm hususları sunacağız. devlet olarak ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın her daim yanındayız. Türkiye Aile Destek Programı’nda 3,7 milyon kardeşimiz istifade ediyor. Şimdiye kadar ailelerimize 35 milyar liralık destek ödemesinde bulunduk. Bu sene de devam ettirme kararı aldık. Avrupa oyunlarındaki başarılarıyla bizlere ikinci bayramı yaşatan tüm sporcularımızı tebrik ediyorum.
Bir yanıt bırakın