Washington
ABD’de, Missouri ve Mississippi nehirlerinin ortasında, 6 eyaletle kuşatılmış, Fransız göçmenlerin kurduğu bir eyalet Iowa. Bu sebeple başkentinin adı Des Moines yazılıyor ama “di-moyn” okunuyor. Konya’nın üç katı genişlikte ama nüfusu 3 milyon. Zenginlikte ABD’nin 30’uncu eyaleti; yani çok fakir değil çok da zengin değil. Halkın ortalama aylık geliri, Türkiye’deki ortalama kadar.
Yıllardan beri Iowa’nın Kongre’ye yolladığı iki senatör ve 4 milletvekilinin tümü Cumhuriyetçi Parti’den. Bu haliyle Iowa, Amerikan seçmeninin siyasal tercihini göstermesi ve göstermemesi açısından hiç mi hiç önemi olmayan bir eyalet. Ne var ki, yasaları gereği bu eyaletin ön seçimleri, ABD’de bütün eyaletlerden önce yapıldığı için, tüm ülke açısından bir gösterge sayılıyor. (Ne hikmetse, bu önseçimleri kazananın büyük seçimi de kazanacağı inancı bir türlü silinmiyor. Trump, 2016’da bu eyalette önseçimleri kaybetmiş ama başkan seçilmişti.)
Pazartesi yapılan önseçimler de yine 5 Kasım’da yapılacak başkanlık yarışının bir göstergesi sayılarak medyanın ilgisini topladı. ABD’de “medya ilgisi” kavramı her zaman halkın ilgisi anlamına gelmez. Nitekim, TV’ler, gazeteler ve Internet sitelerinde Iowa’dan başka bir konu yoktu ama sokakta, çarşıda, otel lobisinde bu konuda tek kelime duymuyordunuz. Siyasal felsefe kuramcısı Noam Chomsky, Amerikan halkının siyasetle ilgisinin, kendi ekonomik refahı veya ülkenin içinde bulunduğuna inandığı tehlike ile orantılı olduğunu söyler.
Iowa önseçimlerini ezici farkla, yüzde 53 oyla Donald Trump’ın kazanması, bir kere daha Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olacağı inancını güçlendirdi. Bu arada, şimdilik 4 eyalette mahkemeler, bazı eyaletlerde seçim kurulları Trump’ın başkan adayı olamayacağına karar verdi. Amerikan anayasası, rejime karşı ayaklanmaya katılmış kişilerin başkan adayı olmasını yasaklıyor. Hemen her eyalette mahkemelere Trump’ın Ocak 2021’deki Kongre baskınını düzenlediği iddiasıyla başvurular yapılmış bulunuyor. Eğer bu davalar büyük ölçüde Trump aleyhine sonuçlanırsa, mesele sadece Trump’ın aday olmaması ile mi sonuçlanır, yoksa Ocak 2021 Kongre baskını benzeri “ayaklanma” bu kez bütün ülkede mi çıkar? Bilinmez.
“Bilinmez” yerine, “Bu sorunun cevabı kişiden kişiye göre değişir” demek belki daha doğru.
Trump, Iowa önseçimlerini bu eyalette bir tek miting veya kapalı salon toplantısı düzenlemeden ancak milyonlarca dolar harcayarak ve yüzlerce kişiden oluşan ekibinin eyaletteki adeta 3 milyon kişinin tümüyle konuşarak, yoklamalara katılmasını sağlayarak kazandı. Trump bu seçimlere de 2016’daki sloganı, “Make America Great Again” (Amerika’yı yeniden büyük/harika/muhteşem yap) ile katılıyor. Trump bu vaatlerine, bu kez Ukrayna ve Filistin’de savaşa son vereceği, Çin ve Rusya ile yeni bir dostluk dönemi başlatacağı unsurlarını da ekliyor.
Iowa önseçimleri kar ve fırtınanın yolları kapattığı bir günde yapıldı. Trump, çevrimiçi katıldığı toplantıda seçmenlere “Bu fırtınada sandığa gidip bana oy verdikten sonra yolda ölseniz bile büyük davaya hizmet etmiş olacaksınız” dedi.
Chomsky’nın kuramı doğru ise, Trump’ın karda fırtınada gerçekleştirdiği ezici Iowa zaferi, Amerikan halkının hem kendisinin hem de ülkenin durumundan epey kaygılı olduğunu gösteriyor. Trump bu kez iktidara “intikam hırsıyla” geleceğini; Biden ve ekibine, ekonominin küçültülmesi, Güney Amerika’dan kuzeye mülteci akımına izin vermesi ve İran’a yaptırımları kaldırması sebebiyle hesap soracağını söylüyor.
Iowa, büyük seçimler için bir gösterge olur ve Kasım seçimlerini de kazanırsa, Trump’ın Amerika’yı yeniden büyük yapma vaadini ölümüne ciddiye alan çok sayıda Amerikalı var demektir.
Bir yanıt bırakın