İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gaziosmanpaşa’da düzenlenen halk buluşmasına konuştu, İmamoğlu konuşması sırasında kendisini selamlayan öğrencilere seslenen İmamoğlu, “İstanbul’da bizim tam beş bin 200 öğrencimizin konakladığı yurdumuz var. Bizden önce kaç yatak sayısı vardı biliyor musunuz? Sıfır, sıfır. Şimdi beş bin 200, Eylül’de altı bin 500. Önümüzdeki dönemde inşallah hep birlikte çalışacağız, 15 bin gencimizi yurtlarımızda misafir edeceğiz. Çoğu bana diyor ki; ‘başkanım bu belediyenin yurdu olmasaydı ben Anadolu’dan gelip üniversiteye kaydımı yaptıramayacaktım’ diyor. Ve işte bu yurtlarla gençlerimizin de yanında olduk. O kadar çok şeyde yenilikçi adımlar atmışız ki, şu ramazan ayında söylüyorum bütün ekip arkadaşlarımla, 90 bine yakın büyükşehir belediye çalışanlarıyla, siyasi yol arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Emek veren herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİMİZİN HAKKINI MİLLETİMİZE EMANET ETMEK İÇİN KONUŞUYORUZ”
Seçimlerde herkesin eşit olduğunun altını çizen İmamoğlu, “31 Mart’a kaç gün kaldı? Bunu da adımlayayım mı? Perşembe, Cuma, Cumartesi. Üç gün sonra seçim. Bu seçimi niye seviyorum biliyor musunuz? Seçimde herkes eşitleniyor. Milyarderi de eşit, bakkalı da eşit, köftecisi de eşit, Bakan’ı da eşit. O kadar değerli bir şey ki bir oy kullanacak herkes. Milletimiz iradesini gösterecek. Fabrikatörü de bir oy kullanacak, şuradan bir yere eşya götüren de, moto kuryemizde eşit. Bu bize Cumhuriyetin hediyesi. Vallahi bu güzel Türkiye Cumhuriyeti’ne ne kadar minnettar olsak az. Pazar günü demokrasimizi ve Cumhuriyetimizi korumak için hepimiz hep birlikte demokrasi bayramı adına oy kullanmaya gideceğiz. İki anlayış farkımız var. Birisi diyor ki; ben her şeyi bilirim, her şeyi kendine ait görüyor. Biz de diyoruz ki; şu an konuştuğumuz bütün meseleler milletimizin meseleleri, milletimize ait olan şeyleri konuşuyoruz. Milletimizin hakkını milletimize emanet etmek için konuşuyoruz. Yani bakın, sizlerin hakkını kendi hakkı gibi gören anlayışa karşı Pazar günü hepimiz görevimizi yerine getirmekle yükümlüyüz. Bu millet buyruğu sevmez, emredeni sevmez, bu millet talimat vereni sevmez. Bu millet idareci olanın milletine had bildireni varsa o idareciyi de sevmez. Zaten güzel Cumhuriyet bu güzel sistem bize ne vermiş biliyor musunuz? Şu talimatı vermiş, Cumhuriyet yöneticileri, vatandaşına karşı had bildiren değil, vatandaşına karşı haddini bilen olmalı” dedi.
Bir yanıt bırakın