CHP lideri Özgür Özel, kabinedeki kadın bakan sayısı üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiriyor: Erdoğan, 17 erkek, tek kadın görevlendiriyor, ona da diyor ki “Sen aile bakanısın, ekonomiden, eğitimden anlamazsın, aileden anlarsın!”
Özel belki farkında değil ama Aile Bakanı olmak için ekonomiden de eğitimden de anlamak gerekiyor. Türkiye’nin en büyük ve en önemli bakanlıklarından biri Aile Bakanlığı..
Özel belki unuttu ama geçen hafta partisinde Grup Başkanvekilliği seçimi vardı. Burcu Köksal’dan boşalan Grup Başkanvekilliği için CHP’nin kadın milletvekillerinden Sevda Erdan Kılıç da aday oldu. Ama CHP lideri milletvekili grubuna kadın adayı değil erkek aday Murat Emir’i işaret etti. Emir, 48’e karşı 66 oyla CHP Grup Başkanvekili seçildi.
Şu an TBMM’de kadın Grup Başkanvekili olmayan tek büyük parti CHP! Üç Grup Başkanvekili de erkek!
AK Parti’de iki, MHP ve HDP’de birer kadın Grup Başkanvekili var. İYİ Parti’de ise önümüzdeki günlerde bir kadın vekilin Grup Başkanvekili olması bekleniyor.
Peki Özel, neden kadın adayı değil de erkek adayı desteklemiş olabilir? Erkeklerin kadınlara göre siyaset, ekonomi ve eğitim bilgisinin daha iyi olduğunu mu düşünüyor acaba? Tabii ki böyle düşünmüyor.
Murat Emir, Özel’in genel başkan olmasında verdiği desteğin karşılığını Grup Başkanvekili olarak aldı. Daha doğrusu Özel tarafından ödüllendirildi.
Şimdi soru şu: Erdoğan’ın kabine ve partideki tercihleri mi daha rasyonel, yoksa Özel’in tercihleri mi?
AK Parti’nin emanet oyları
Areda-Survey’in “Yerel Seçim Sonrası Seçmen Davranışı Araştırması’ndaki” en ilginç sonuç emanet oylarla ilgili bölüm.
CHP’ye oy veren seçmenin yüzde 30,8’i, İYİ Parti’ye oy verenlerin yüzde 35,7’si, Yeniden Refah’a oy verenlerin yüzde 41,4’ü ve MHP’ye oy verenlerin yüzde 24,8’i “Bu seçimde tercih ettiğim partiye emanet oy verdim, bu benim asıl oyum değil” diyor. Bu oran AK Parti seçmeninde yüzde 11,9.
Aynı araştırmada sandığa gitmediğini söyleyen AK Partililerin oranı yüzde 24,6.
Bu sonuçlar da gösteriyor ki… AK Parti’nin yapması gereken üç şey var.
1-Öncelikle ekonomiyi düzeltecek.
2- Yeniden Refah ve CHP’ye giden emanet oyları yeniden kendisinde toplayacak.
3-Tabanını sandığa gitmeye ikna edecek, küskünlükleri bitirecek.
Bunları yapmak dışında başka bir seçenekleri de yok zaten.
Sevsinler basın özgürlüğünüzü
Sonunda bu da oldu.
Hiçbir seviye sorunu yaşamadığını her fırsatta gösteren bir ekonomik tetikçi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e “Lan” diye hakaret etti!
Sahte soyadlı ekonomik tetikçinin ilk icraatı değil bu hakaret. Muhtemelen son da olmayacak. Çünkü bugüne kadar yaptığı her şey yanına kâr olarak kaldı.
Nasılsa atış serbest. Ettiği hakaretin, yaptığı dezenformasyonun hukuki hiçbir sonucu ile karşılaşmıyor. Sallayıp duruyor. İşi ülkenin bakanına “Lan” diye hitap etme seviyesizliğine kadar getirdi!
Şimşek’in uyguladığı ekonomi politikalarını beğenmeyebilirsin. İstediğin eleştiriyi de getirebilirsin.
Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanına böyle hakaret edemezsin.
Bunun adı basın özgürlüğü ya da ifade hürriyeti falan değil. Bu bambaşka bir seviye…
Bir yanıt bırakın