
Yıllardan beri konuşurum ve yazarım. Türkiye’de şampiyon olmanın yolu yüzde 30 algıdan geçer.
Ne yazık ki böyle…
Ne yazık ki bir gerçek…
Olmamalı ama oluyor işte…
Ve bu konuda kimse Galatasaray taraftarının ve yönetimini eline su dökemez. Fenerbahçe ve Beşiktaş yanına yaklaşamaz. Böyle konuşunca da bozuluyorlar. Bozulmayın kardeşim durum budur.Şimdi bir örnek. Hem de sağlam örnek…
Fenerbahçe malum Chobani isimli bir yoğurt şirketi ile sponsorluk anlaşma yolunda. Ben bu anlaşmanın doğru veya yanlış olduğu konusuna girmiyorum. O ayrı bir konu. O sonra ki yazı konusu.
Haber çıkar çıkmaz ortalık yıkıldı. Galatasaray taraftarı sosyal medyada bu anlaşmaya öyle bir saldırdı ki, inanılır gibi değil.
Sarı-kırmızılı camiayı çok iyi tanıdığım için bunu net olarak yazabiliyorum. Yani Galatasaraylı taraftarların Chobani isminden rahatsızlıkları sadece bu şirketin verdiği çok yüksek paradan kaynaklanıyor. Asıl rahatsızlık bu.
İstedikleri kadar inkar etsinler. Ve Fenerbahçe taraftarının bir bölümü de bu sponsorluk anlaşmasına tepki göstermeye başladı. Ne olur? Ya da ne olacak bilmiyorum.
Ama lafı nereye getirmek istiyorum, orası önemli. Geçen sene karaborsa olayı patladı. Olayı ortaya gazeteciler değil çıkaran Galatasaray divan üyeleri… Suçlamalar içinde yönetim de yer alıyordu. Hem de başrolde…
Ama sineyle çekildi. Galatasaray taraftarının yüzde 95’i en ufak bir tepki göstermedi. Görmemezlikten geldi.
Oysa adamlar senin üstünden para kazanıyor, çıt yok.
Bir örnek daha vereyim.
Sahaya illegal bahis şirketinin forma reklamı ile çıkıldı. Tarihte ne duyulmuş ne görülmüş bir olay.
Olay ortaya çıkınca “Bilmiyoruz” dediler, işin içinden sıyrıldılar. Üstelik aldıkları paranın geri verilip verilmediği de belli değil. Zaten araştıran da yok. Riva tam çiftlik.
Galatasaray taraftarından ses çıktı mı? Tabii ki hayır. Aksine iyice sulandırdılar. Umurlarında olmadı.
Hep destek tam destek…
Ama iki transfer yapamadı diye Başkan Burak Elmas’ı gönderdiler.
Kendi aleyhine algıya asla izin vermiyorlar. Yanlış olduğunu bile bile hem de…
Sen ne yapıyorsun? Rakibinin her türlü algısına boyun eğiyorsun. O algıyla kamuoyu önünde boynun eğik kalıyorsun. Sonra gidip gol atan En Nesyri’yi ıslıklıyorsun. Belki normal bir futbol ülkesinde senin yaptığın doğru olabilir. Ama burası normal değil. Bu işler böyle yürüyor.
Yani Fenerbahçe taraftarının takımlarının şampiyon olabilmesi için yapması gerekenlerin farkında değil.
Galatasaray bu işi yutmuş, hatta profesör olmuş.
Hiç düşündün mü sen o illegal bahis şirketinin formasını giyip sahaya sen çıksaydın ya da kulübün sana karaborsa bilet satsaydı neler olurdu? Tahmini 40 yıl başına kakarlardı. Bak konu unutulup gitti.
Daha çok net örnek verirdim ama gerek yok. Düşünen bulur.İnsanlar gerçeğin ne olduğundan çok, onun nasıl sunulduğuyla ilgilenir. Ya da şöyle diyelim algı zihnin penceresidir; cam kirliyse gerçek asla gözükmez.
Bir Portekizli arkadaş
TFF MHK’sında Vitor Melo Perreira isimli bir Portekizli var.
Hakem Geliştirme Direktörü diye bir kartvizite sahip.
Tam olarak bilmiyorum ama aylık 10-15 bin euro maaş alıyor.
Hem de Rosetti tarafından özel olarak gönderilmiş. Kendisinin hamili yakini olur.
Daha önce de Yunanistan ve Mısır’da çalışmış. İki ülkeden de yallah diyerek kovulmuş.
Şimdi bizde hakem yetiştiriyor. İlk soru, bir yıldır kimi yetiştirdi ya da geliştirdi? Aksine hakemlerimiz geçen yıldan daha çok geriye gitti.
Muhtemelen yine göreve devam edecek. Ama başka sorun var. Hatta iddia diyelim. Cevap hakkını da açık bırakalım.
Şimdi Mısır’dan kovulan bu arkadaş sağda solda hakem camiasında bu ülke için sürekli atıp tutuyormuş. Yani Mısır’ı kötülüyor.
Tabii otomatikman bu durum Mısır Futbol Federasyonu’nun kulağına gidiyor. Ve ortalığı ayağa kaldırıyorlar.
Peki ne yapıyorlar? Hemen durumu TFF’ye anlatıyorlar, şikayet ediyorlar.
İş neredeyse diplomatik kriz olacak. Olayın bu boyutuna kadar biliyorum.
Sonra ne gelişmeler yaşanacak takipteyim.
Bir yanıt bırakın