Cumhuriyetimizin 100. yılını yaşadığımız bu özel günlerde son derece değerli bir kitap okuyucularla buluştu. Spor tarihçisi-yazar Barış Kenaroğlu, ‘Atatürk Ve Fenerbahçe’ kitabıyla herkese rehber olabilecek, başucu eseri özelliğini taşıyabilecek önemli bir kaynak yayınladı.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün spor bakışı, futbola yaklaşımı, Fenerbahçe ile ilişkisi gibi birçok merak edilen başlık Barış Kenaroğlu’nun kalemiyle aydınlatılıyor bu yeni kitapta. Biz de Milliyet Gazetesi olarak Kenaroğlu ile K-İletişim Yayınları’ndan çıkan ‘Atatürk Ve Fenerbahçe’ kitabı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik, Cumhuriyetimizin 100. yılında yayınlanan bu eseri konuştuk.
– Atatürk ve Fenerbahçe kitabınız yayınlandı. Öncelikle bize kitabınızı anlatır mısınız?
Aslında bu kitap, Türk tarihinin en büyük şahsiyetlerinden olan, Cumhuriyetin kurucusu ve Millî Mücadelemizin önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün hangi takımı tuttuğu sorusuna bir cevap bulmayı amaçlamıyor. Aksine kitabın esas yazılış amaçlarından birisi de bu soruyu popüler kültürün bir parçası olmaktan çıkarmak… Diğer yandan Atatürk’ün Fenerbahçe camiası ile olan yoğun temaslarını “belgelere dayanarak” yazmak, artık bir zorunluluk haline gelmişti. İleride yeni bulguların da ekleneceğini düşünmekle beraber, şimdiye kadar yapılan çalışmaların eksikliğini gideren bir eser meydana getirdiğimizi düşünüyorum. Bu vesileyle, rahle-i tedrisinde olmaktan her daim onur duyduğum Hocam Prof. Dr. Vahdetttin Engin’e şükranlarımı sunuyor; kitabı yayına hazırlayan Sayın Kadir Toprakkaya’ya ve K-İletişim Yayınları ekibine teşekkür ediyorum.
– Atatürk’ün Fenerbahçe taraftarı olduğuna dair de birçok bilgi, hatıra ve olaylar var. Sizin görüşleriniz nedir? Atatürk, gerçekten Fenerbahçe taraftarı mı?
Atatürk’ün hayatı boyunca spor kulüpleri ile “belgeli” temasları, hem nitelik hem de nicelik olarak incelendiğinde Fenerbahçe ile olan irtibatı diğer kulüplerle olan temaslarına göre öne çıkıyor. 1918 yılında kulübü ziyareti… Yine aynı sene, arkadaşı Fethi Bey ile birlikte çıkardığı “Minber” gazetesinde yayınlanan ilk ve tek spor haberinin Fenerbahçe’nin işgalcilere karşı oynadığı maçın haberi olması… 1925 yılında Bursa’da “Elektrik fabrikasına ziyaretini erteleyip” Fenerbahçe’nin maçına gitmesi (ki bu maç, Atatürk’ün izlediği ilk ve son kulüp maçıdır)… 1932 yılındaki bağışı… Ve nihayetinde stadyuma büstünün konmasına izin vermesi… Bunlar ve kitapta okuyabileceğiniz diğer örnekler, Atatürk’ün Fenerbahçe’ye olan sempatisini inkâr edilemez bir biçimde kanıtlıyor.
TARİHİ 3 MAYIS ZİYARETİ
– 3 Mayıs 1918 tarihindeki ziyaret bugün Fenerbahçe’nin müzesinde gurur nişanesi olarak duruyor. Okuyucularımıza bir de siz anekdotlarla anlatır mısınız bu tarihi olayı?
Yaptığı çalışmalarla Fenerbahçe tarihini gün gün kayıt altına alan rahmetli Rüştü Dağlaroğlu ve kıymetli ağabeyimiz Müzdat Dağlaroğlu 3 Mayıs 1918 gününü, canlı şahidi Elkatipzade Mustafa Bey’den bizzat dinlemişler… Biz de kitabın hazırlık sürecinde, kendilerinin türlü mecralarda anlattığı bu tarihe dair yeni belgeleri bulmanın sevincini yaşadık.
Bizim için Atatürk’ün ziyaretinin en önemli tarafı, kulüp hatıra defterine yazdığı yazının derin anlamı. Zira kulübü ziyareti için “bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir” diyen Mustafa Kemal Paşa’nın seçtiği “müyesser” kelimesi; taşıdığı anlam itibari ile de Fenerbahçe tarihine geçmelidir. Günümüzde, “bu görev ancak bugün yerine getirilebilmiştir” şeklinde sadeleştirilen cümlede yer bulamayan “müyesser” kelimesi, Mustafa Kemal Paşa’nın kulübü ziyaret etmeyi çok önceden planladığını pekiştirmiş, gerek dinî ve edebî kullanımı gerekse “nasip olmak” olan tam karşılığı ile bu ziyarete kutsiyet kazandırmıştır.
– Kitabınıza tekrar dönersek, Atatürk’ün spora hep özel bir bakışı ve değeri vardı. Atatürk’ün futbola bakış açısı nasıldı?
Atatürk, sporu beden eğitimi ve askerlikle yakın ilişkili olarak değerlendirmiş, futbola ait bilgi sahibi olsa da ilgisi sınırlı kalmıştır. Ancak futbolun kitleler için öneminin farkında olmuştur. Bu farkındalık kendini en çok 3 Mayıs 1918 tarihinde Fenerbahçe kulübü ziyaretinde ve 28 Temmuz 1922 tarihli Akşehir maçında kendini göstermiştir. Bu iki olay ve bu olaylara ilişkin belgeler Türk spor tarihinin en değerli parçalarıdır.
“MAGAZİN ÖĞRESİ HALİNE GETİRİLDİ”
3 büyük kulüp arasındaki tartışmalara değinen Barış Kenaroğlu, “Atatürk ve futbol ilişkisi, “Atatürk hangi takımı tutardı?” sorusuyla bir magazin öğesi haline getirildi. Bu da İstanbul’un üç büyük takımı arasında bir tartışmaya neden oldu” dedi
– Cumhuriyetimizin 100. yılında son derece anlamlı bir kitap yayınladınız. Yıllardır da üç büyük kulüp arasında hep Mustafa Kemal Atatürk’ün hangi takım taraftarı olduğu tartışmaları var. Siz bu konuya hangi açıdan bakıyorsunuz?
Atatürk ve futbol ilişkisi, popüler kültürde dönem dönem gündeme taşınan “Atatürk hangi takımı tutardı?” sorusuyla bir magazin öğesi haline getirildi. Tabii bu da İstanbul’un üç büyük takımı arasında bir tartışmaya neden oldu.
Öncelikle bu sorunun doğrusunun “Atatürk hangi kulübü desteklerdi?” ya da “Atatürk hangi kulübe sempati duyardı?” olduğunu belirtmemiz gerekir. Atatürk gibi bir şahsiyetin kamuoyu önünde, kulüpler özelinde tarafını belli etmesinin beklenmeyeceği gibi, vefatına kadar Milli Takımların müsabakalarına ilişkin herhangi bir “mesajının ya da temasının” resmi kayıtlarda yer almadığı da düşünülürse yukarıda yer alan ifadenin doğruluğu kanıtlanmaktadır. Bununla beraber Atatürk hayatı boyunca çeşitli defalar spor kulüplerine temas etmiş, maddi ve manevi yardımlarını esirgememiştir. Bu desteğin her kulüp için “eşit” olduğu söylenemez. Aslen kulüplerin, tarih yazımlarında Atatürk’ü paylaşma yolunda seçtikleri yöntemlerin tartışılır olmasının temel sebebi de bu eşitsizliktir. Bahsedilen eşitsizliği mensubu ya da sempatizanı oldukları kulüplerin lehine bozmak isteyen tarihçiler, tarih yazımlarında Atatürk’e yer verirken çeşitli yanlış yöntemler kullanmışlar, bilerek ya da bilmeyerek, kabul edilemez maddi hatalar yapmışlardır. Kitapta bu yöntemler ve hatalar da tahlil ediliyor.
“BEYHUDE BİR ÇABA”
Spor tarihçisi-yazar Barış Kenaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün spor kulüplerine temasları konusunda da şu görüşleri paylaşıyor: “Atatürk’ün spor kulüpleri ile temasları, bu temasların bazısının daha yakın, bazısının ise mesafeli oluşu; spor tarihçilerini belge-rivayet ikilemine düşürmüştür. Kitapta örnekleriyle açıklandığı gibi, bu ikilem yanlış ya da eksik yöntemlerle kendini göstermiş ve tarih yazımının popülizmin bir aracı olarak kullanılmasına sebep olmuştur. Tarihi bir gerçek olarak belirtmek gerekir ki Atatürk’ün hangi kulübü desteklediği henüz belgelenmemiştir. Bununla birlikte Türkiye’nin en büyük ortak değerlerinden biri olan Atatürk’ü bir spor kulübünün tekeline sokmaya çalışmak, kişilerin ya da kulüplerin kendi aralarındaki mücadelenin bir aracı yapmak da uzun vadede kimseye yarar sağlamayacak, beyhude bir çabadır.
“SAYGI DURUŞU OLUR”
Sarı-lacivertli camiada stadın isminin ‘Mustafa Kemal Atatürk Stadı’ olmasına yönelik talebe değinen Barış Kenaroğlu, “Muazzam bir saygı duruşu olur” yorumunu getirdi.
– Fenerbahçe’de hem kulüp üyeleri hem de taraftarların isteği stadın isminin Mustafa Kemal Atatürk Stadı olması şeklinde. Hatta Saracoğlu ailesi Milliyet’e yaptığı açıklamada böyle bir durumdan gurur duyacaklarını kaydetti. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Sevgili Alican Küçükcan ve Barış Eymen kardeşim ile birlikte kaleme aldığımız “Fenerbahçe Tarihi Meseleleri: Kuruluş” kitabında Fenerbahçe’nin kuruluş yıllarını anlatmıştık. O kitapta yayınladığımız belgelerden biri de 1923 tarihli kulüp tüzüğünde yer alan “Kulübü Tesis ve İhya Edenler” listesiydi. Bu listede adı olsun/olmasın, o yıllarda kulüp için seferber olan Fenerbahçelilerin hepsi, müthiş vatanperver insanlardı. Fenerbahçe Stadı’na Mustafa Kemal Atatürk isminin verilmesi, sadece Şükrü Saracoğlu’nun değil, Fenerbahçe’nin doğumuna ve büyümesine emeği geçen herkesin ruhunu şâd edecektir.
Hâlihazırda Fenerbahçe Müzesi’nde sergilenen Atatürk büstünün, 1934 yılında ilk konduğu yere (stadyumdaki protokol tribünü önüne) Şükrü Saracoğlu’nun kulüp binasındaki büstü ile beraber yerleştirilmesi de aynı şekilde Ulu Önder’in aziz hatırasına muazzam bir saygı duruşu olur.
“EŞSİZ BİR EMSAL”
– Fenerbahçe’nin yaşadığı talihsiz Kuşdili Lokali yangını sonrası Atatürk’ün kulübe maddi bağışı var. Bugünden baktığımızda bile çok özel bir durum kulüp için. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Fenerbahçe’nin yuvası için elbirliği” yapan, Fenerbahçe’yi küllerinden doğuran ve bağışladıkları paralarla bugünkü Fenerbahçe Stadı’nın temelini atan kişilerin isimlerini, başta Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal olmak üzere kitapta yayınladık. Yediden yetmişe; çocuklar, devlet büyükleri, askerler, sanatçılar, sporcular, bütün meslek kollarından insanlar, gazeteler, dergiler, İstanbul dışından gelen bağışlar… Atatürk’ün de bu felaketin yaralarını sarmak için yardıma koşması, O’nun Fenerbahçe’ye bakışını anlatan eşsiz bir emsal…
Bir yanıt bırakın