Bir anneye kahreden an! Ölen kızının eşyalarını 3 yıl sonra teslim aldı

Fatih Asayiş Büro Amirliği’ne 11 Eylül 2020 günü, saat 16.26 sıralarında bir kadının kafasına silah sıktığı ihbarının yapılması sonucu olay ortaya çıktı. Olay yerine giden polis, yatak odasında sırt üstü yatar vaziyette, kucağında oyuncak bir tavşan ve sağ yanında bir silahla birlikte Ayşe Rhiannon Vural’ın cesedine ulaştı. Bitişik yapılan atış  sonucu hayatını kaybettiği belirlenen Ayşe’nin ayak ucunda “Ararat çok…” ile başlayan ve “Hoşçakal” ile biten intihar notu da bulundu.

Başka bir kağıtta da “Her şeyimi ablama bırakılabilir ve annem ne yapacağına karar verebilir” yazılı not bulundu. Notlardaki el yazısı ile kira sözleşmesindeki yazı ve imza karşılaştırılarak Ayşe’nin el yazısına uygun olduğu belirlendi.  Ayrıca Ayşe’nin sağ el dışında atış artıkları da bulundu. Telefonları ve bilgisayar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde de herhangi bir bulguya rastlanmadı. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ayşe Rhiannon Vural’ın somut delil elde edilemediği gerekçesiyle ölümün intihar sebebiyle meydana geldiği, başka birinin yönlendirmesiyle veya yardım etmesiyle intihar eylemi gerçekleştirdiğine dair somut bir delil elde edilemediği gerekçesiyle olaydan 1.5 yıl sonra takipsizlik kararı verdi.

ANNESİ KIZINDAN KALANLARI ALMAK İÇİN DURUŞMAYA KATILDI

Takipsizlik kararı üzerine Mayıs 2023’te İstanbul’a gelen anne Tracie Brookes, kızının çocukluktan beri yanından ayırmadığı ve ölü bulunduğunda göğsünün üzerinde duran oyuncak tavşanının da arasında bulunduğu eşyalarını almak istedi. Brookes, bunun ancak tereke davası sonrasında olabileceğini öğrenmesi üzerine duruşma için 7 Eylül 2023’te yeniden İstanbul’a geldi. İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmaya katılan Brookes tercüman eşliğinde alınan ifadesinde, uzun zamandır kızından kalan eşyaları almak istediğini belirterek, İngiltere’den iki büyük valizle gelen kızına ait tüm eşyaların kendisine verilmesini istedi. Hakim, adli emanette tutulan eşyaların anneye teslim edilmesine karar verdi. Karar üzerine Brookes adli emanetten çıkarılan iki poşet eşyayı teslim aldı. Poşetten “Tişört, parfüm, anahtar, 1 dolar, bebek ultrason görüntüsü, bir adres ve Ararat yazan not kağıdı, laptop, üç telefon, çizim kağıtları” çıktığı öğrenildi.

ESKİ ERKEK ARKADAŞI BALAT ÇETESİ SANIĞI ÇIKTI

Brookes’a takipsizlik verilen savcılık dosyasındaki belgelerden şaşırtan bir detay çıktı. Ayşe Rhiannon Vural’ın eski sevgilisinin kamuoyunda Balat çetesi olarak bilinen suç örgütünün yöneticilerinden Ararat Özer olduğu ortaya çıktı. Ayşe Rhiannon Vural, ölümünden bir gün önce kendisini darbettiği için Ararat Özer’den şikayetçi oldu. Ayşe ifadesinde, 10 Eylül 2020’de eski erkek arkadaşı Ararat Özer ile 8 ay önce ayrıldıklarını ancak ara ara görüştüklerini belirterek, “Gece saat 01.00 sularında aradı. Görüşmek istedi. Evimde misafirim vardı, onu yolcu ederken eski erkek arkadaşım evimin önündeydi. Beni kıskandı. Küfür etmeye başladı. Bu gece buradan gitmezsen seni öldüreceğim. Başka bir erkekle olursan da seni öldüreceğim” diye tehditte bulunarak kendisini darbettiğini ileri sürdü.

“BENDEN AYRILIRSAN İNTİHAR EDERİM” DERDİ

Ölüm sonrasında 14 Eylül 2020’de ifadesine başvurulan Ararat Özer ise Ayşe ile 8 ay öncesine kadar sevgili olduklarını, ilişkileri sırasında Ayşe’nin kendisine hamile olduğunu, sonraki konuşmasında ise “Çocuk yok” dediğini anlattı. Bir ay önce Türkiye’ye geldiğini öğrendiği Ayşe’nin kendisini arayarak buluşmak istemesi üzerine buluştuklarını, Ayşe intihar etmeden 5 gün önce onun evinde kaldıklarını ve sabahında ayrıldığını söyleyen Özer, 10 Eylül günü Ayşe’nin araması üzerine yanına gittiğini, evinden bir erkeğin çıktığını görünce, “Kim” olduğunu sorduğunu, Ayşe’nin “Sadece arkadaşım, aramızda bir şey yok” dediğini söyledi. Özer, sinirli olduğu için bağırdığını ve iki tokat attığını, polislerin olay yerine gelmesiyle geceyi karakolda geçirdiğini ve hakkında uzaklaştırma kararı uygulandığını belirtti. Özer, “Öğle saatlerinde karakoldan ayrıldım. Devir işlemleri için Bolu’ya gittim. 12 Eylül gecesi polis tarafından arandım. Ayşe’nin intihar ettiğini söylediler. Haberin etkisiyle çok kötü oldum. Yola çıkarak İstanbul’a geldim. Ayşe bana sürekli ‘Benden ayrılırsan intihar ederim’ derdi. Ben de ona ‘Saçmalama, nasıl konuşuyorsun’ derdim. Ayşe’nin böyle bir şey yapacağına ihtimal vermiyordum” şeklinde ifade verdi.

MARKET ÇALIŞANI SİLAHI GÖRMÜŞ

Öte yandan 12 Eylül 2020 günlü polis tutanağına göre, Ayşe Rhiannon Vural’ın öldüğü güne ait güvenlik kamerası incelemesinde Ayşe’nin 14.32’de apartmana girdiğinin, saat 16.00 sıralarında ise cesedi bularak ihbarda bulunan  market çalışanlarının binaya girdiğinin görüldüğü kaydedildi.  Bilgi sahibi olarak ifadesi alınan market çalışanı Kerem Tolga Dülger ise olay günü Ayşe’nin dükkana gelerek kendilerine bez torba bıraktığını, bir arkadaşının gelerek dükkandan alacağını, gelmezse kargoya vermesini söylediğini, yarım saat sonra genç kadının tekrar gelerek anahtarını bıraktığını, saat 15.30 sıralarında camından seslenerek para vermek için kendisini çağırdığını, Ayşe’nin kapıyı açtıktan sonra yatağına uzandığını, kendisinden vereceği numarayı aramasını istediğini söyledi. Dülger, yatak üzerinde iki kağıt gördüğünü, aramayacağını söylemesi üzerine Ayşe’nin sağ elinin belinin arkasında olduğunu ve silah tuttuğunu görünce “Dur yapma” demesine rağmen silahı başına götürdüğünü, kendisinin bunu görünce kaçmaya başladığını ve bir el silah sesi duyduğunu, kendisine gelince polisi aradığını söyledi.

BURUK BİR SEVİNÇ YAŞADI

Üç yıl sonra kızına ait eşyanın bir kısmını ve kızının ölümüyle kapatılan dosyadaki belgelerin örneğini alan anne Tracie Brookes, buruk bir sevinç yaşadı. Gazetecilerin sorularını adliye önündeki meydanda yanıtlayan Brookes, “Öncekinden çok daha fazla sorum var şimdi. Neredeyse üç yıldır cevap alabilmek için Ayşe’nin ölümünden bu yana dördüncü defa Çağlayan’a geliyorum. Fakat buranın adalet sistemi yıldırıcı, basit değil. Bazı cevaplar için çemberlerin içinden atlamak zorundaymışım gibi görünüyor. Kızımın bazı eşyaları kayıp. Ayşe’nin giysileri, iki bavulu eksik. Oyuncağı eksik. Bunlar (elindeki dosyaları göstererek) İstanbul’da kızımın yaşamından geriye kalanlar. İşte bu” dedi. İngiltere’ye döneceğini ancak daha sonra yeniden dava açmak için Türkiye’ye geleceğini söyleyen Brookes, “Daha fazla paraya ihtiyacım var, sonra dönüp umut ediyorum yeniden davayı açacağım. Çünkü çok fazla şüpheli durum var ve mantıkla açıklayamıyorsunuz. Yaklaşık 3 yıldır Ayşe’nin yazdığı söylenen notu görmeyi bekliyorum, ama bu notu onun yazdığını söyleyemiyorum çünkü görmeme izin vermiyorlar. Bunun için başka bir itirazda bulunmam gerekiyor” diye konuştu.

 

“İNTİHAR ETMEDİ, YANINDA KESİNLİKLE BİRİ VARDI”

Kızının kendisini öldürdüğüne kesinlikle inanmadığını belirten Tracie Brookes, “Ölümünden iki hafta önce dövme yaptırmıştı. Londra’da evsiz kadınlar için hayır işi düzenlemişti. Dünyanın değişik yerlerinden sanatçılar, evsiz kadınlar için düzenlenen sergiye katılacaktı Kasım 2020’de. Ayşe hepsini organize etmişti. O intihar etmedi. Öldürülmeden iki gün önce tehdit edildi. Ölümünden bir gün önce eski erkek arkadaşını ihbar etmişti, Ararat Özer. Çünkü o Ayşe’yi çok kötü dövmüştü ve onu yeniden görürse öldürmekle tehdit etmişti. İntihar ettiğine inanmıyorum, yanında kesinlikle biri vardı” şeklinde konuştu. Kızının eşyaları arasında çıkan 1 dolar ile ilgili de Brookes, “Biz İngiliziz, bizim poundumuz var. Tüm parası nerede ve kim bu bir doları verdi ve kim onun giysilerini aldı? Biri giysilerini aldı, parasını aldı” dedi.

Kızına ait oyuncak tavşanın verilen eşya arasından çıkmamasına da değinen Brookes, “En başından istediğim tek şey o tavşan. Çünkü bu tavşanı nereye gitse yanına alırdı ve öldüğünde tavşanı göğsündeydi ve şimdi nerede? Bende yok. Mahkemede de yok. Nereye gitti? Birkaç gündür düzgünce düşünemiyorum, ailemle konuşacağım. Çok fazla soru var. Ayşe hayatı severdi, İstanbul’u sevdi. Ondan sadece bunlar kaldı” diyerek gözyaşı döktü.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*