Picasso’nun Başarısı ve Başarısızlığı (Metis Yayınları) her meraklının kütüphanesinde bulunması gereken önemli bir eserdir. Berger, kitabın önsözünde şöyle yazar: “Picasso, bitmemiş olanın ustasıydı; bitmemiş sanat yapıtının değil, bitmemiş insan deneyiminin ustası.” 20. yüzyılın en önemli saatlerini tasarlayan Gérald Genta da Picasso gibi yenilikçi bir ustaydı. (Zaten Genta sanat tarihinde en çok Picasso’yu severmiş.)
Genta inanılmaz dürüst biriydi, karşısında kim olursa olsun düşündüğünü söylemekten çekinmezdi. Eşi Evelyne Genta’nın tasarımcıyla tanışma öyküsü de bu tarzda başlıyor. 1981 yazında ortak bir arkadaşlarının evindeki akşam yemeğinde tanışmışlar. Karşı karşıya geldiklerinde Gérald Genta’nın ilk sözü “Saatin çok çirkin, kadranı da berbat!” olmuş. Tartışmadan sonra yemekten öfkeyle ayrılan Evelyne Hanım daha sonra kendisinden 23 yaş büyük tasarımcıya âşık olmuş ve evlenmiş.
İşler her zaman iyi gitmez. AP Royal Oak ilk çıktığında bir şaşkınlık yaşanmıştı ama başlangıçta pek satmadı. Hatta ilk yıllar o kadar az sattı ki neredeyse üretimine son verilecekti. Ta ki Fiat’ın patronu ve giyim tarzıyla dönemin en beğenilen erkeği Giovanni “Gianni” Agnelli 1974’te bir Royal Oak takana kadar. Bir gecede çizilen saatin kaderi de bir gecede değişti. Fakat Royal Oak aynı zamanda AP ile Gérald Genta işbirliğinin son saati oldu. Genta, AP ile yolunu ayırmayı tercih etti.
Mayıs 2024’te iki ilginç saat duyuruldu. Biri 1959-1963 arası 7 adet üretilen bir AP modelinin yeni uyarlaması [RE]Master02 diğeri ise Seiko Credor Locomotive’in (1979) aslına sadık yeni bir sürümü. Her iki model de tipik Genta eseri olmasına rağmen AP tanıtımlarda tasarımcının adını anmıyordu. Seiko ise 1979’da gazete ve dergilere verdiği ilanlarda Locomotive modelinin Royal Oak’un tasarımcısı tarafından çizildiğini duyurmuştu. AP bu bilginin açıklanmasını bir mektupla protesto etti. Fakat meraklılar Royal Oak’u kimin tasarladığını öğrenmiş oldu.
Seiko yöneticilerinden Reijiro Hattori ile Genta iyi arkadaştı, tasarımcı bu sayede birçok kez Japonya’yı ve Seiko tesislerini gezmiş, tasarımcılara danışmanlık yapmıştı. Bir defasında kadranda markası yazmayan ve Ay evreleri göstergesi gibi üst düzey komplikasyonlara sahip altı saat prototipiyle Japonya’ya gitti. Seiko bu saatleri perakendecilere göstermek istedi ancak İsviçre markalarından biri buna itiraz etti. Bunun üzerine Hattori’nin önerisiyle Genta adını ürettiği saatlerin kadranına yazdı. Böylece 1969’dan beri var olan Gérald Genta markası gerçek anlamda ilk kez görünür oldu.
Genta 1984’te Montres et Bijoux fuarında kadranında Mickey Mouse ve Donald Duck gibi çizgi film karakterlerinin olduğu saatleri Vacheron Constantin ile Rolex arasındaki standında sergiledi. Bunun üzerine iki markanın temsilcileri Genta’yı sert bir dille uyardı ve İsviçre saatçiliğini rezil ettiğini söyledi. Bir televizyon kanalı da tartışmayı ve Genta’nın fuardan öfkeyle ayrılış anını çekti. (Sadece Cartier ve Ebel markaları Genta’dan yana tavır aldı.)
Ancak Disney karakterlerinin yer aldığı modeller Gérald Genta’nın en sevilen saatleri oldu. Bir süre gölgede kalan Genta tasarımları bugün Bulgari-LVMH çatısı altında yeniden hayata dönüyor. En son 7 Haziran 2024’te tasarımcının ilhamını deniz kestanesinden aldığı Gentissima Oursin kapsül saatleri koleksiyonu duyuruldu.
Bir yanıt bırakın