“Bu savaşın sonunda Hamas artık Gazze’de olmayacak, aynı zamanda Gazze toprakları da azalacak.”
Ordu Radyosu’nda yayımlanan bu cümle İsrail Dışişleri Bakanı Eli Kohen’in ağzından çıktı.
“Gazze toprakları azalacak” demek İsrail’in bir tampon bölge oluşturmaya çalışacağı anlamına geliyor.
İsrail kasabaları ile Gazze arasında daha fazla insansız alan yaratmaya çalışmak barış değil sürekli çatışma demek.
Gazze, baştan sona, yukarıdan aşağıya 360 kilometrekare ve bu ufacık alanda 2 milyon insan yaşıyor.
Ufacık bir kıyı şeridine sıkışmış insanları daha da ufak bir alanda yaşamaya zorlayarak barış sağlanamaz.
Düdüklü tencere çok fazla doldurulursa patlar ya, İsrail’in bu planı da aynı sonuca yol açar, sonuçta daha fazla kan akmasına neden olur.
İsrail’in, izlediği politikaların sadece Filistinlilerin değil kendi vatandaşlarının da yaşamını tehlikeye attığını öğrenmesi için daha ne kadar insanın ölmesi gerekecek…
ABD’nin İsrail aşkının nedenleri…
* ABD’de kim Başkan seçilirse seçilsin, İsrail’le iyi geçinmek zorunda. Mesela Obama, başkanlık döneminin başlarında yerleşimciler politikası nedeniyle İsrail’i eleştiriyordu, geri adım atmak zorunda kaldı.
* Bu İsrail aşkının sebeplerini çok da dikkat etmediğimiz noktadan anlatmaya başlamak lazım: Evanjelistler, ABD’de giderek güçleniyorlar. Protestan Kilisesi’nin en muhafazakâr kesimi diye tarif edebileceğimiz Evanjelistler, 1980’lerde Başkan Reagan döneminden beri ABD siyasetinde giderek artan bir güce sahip.
Evanjelist inanışa göre gelecekte yeryüzünün hakimiyeti İsrailoğullarının, ahiret ise Hristiyanların olacak. İnançlarına göre kıyamet ancak İsrailoğullarının yeryüzüne hakim olmalarıyla kopacağı için, Hristiyanların cennete kavuşabilmesinin yolu İsrailoğullarının emellerinin gerçekleşmesiyle mümkün olabilir. İşin teolojik özeti üç aşağı beş yukarı böyle ama siyasi gerçekliği daha net. Trump’ı başkanlık koltuğuna oturtan oylar toplam seçmenin yüzde 20’ye yakınını temsil eden Evanjelistlerden geldi.
* ABD’de siyaset yapan birisi için bağış toplamak seçilmenin yarısı demektir. Yahudilerin sermaye gücü, medya etkisi, lobi kapasitesi hem bağış toplama hem de seçilmek için asla görmezden gelinemez bir güç. ABD’de seçimlere sadece 12 ay 16 gün kaldı. Yani, ABD’nin İsrail’e desteği katlanarak artacak…
Bu bir dinler savaşı değil…
* Batı medyası, İsrail devletinin Filistin politikasını eleştirmeyi Yahudi düşmanlığı gibi gösteriyor. Oysa bu bir dinler savaşı değil.
* Avrupa aşırı sağı yaşanan süreci İslamofobi’yi yaygınlaştırmak için kullanıyor oysa Avrupa’da milyonlarca Müslüman barış içinde yaşıyor.
* Türkiye, 7 Ekim’den beri sivillere karşı girişilen tüm eylemleri kınamayı başardı. Buna karşın kendisini “medeni dünya” diye tanımlayan Batı, Gazze’deki sivil ölümlerini, toplu cezalandırmayı, görmezden gelmeyi tercih ediyor.
* Barış özneye bakarak, yaşam ölenin ve öldürenin dinine, diline, ten rengine bakarak savunulmaz.
Gazze için CHP…
* Sol siyaset inancı, bir yerde toplu cezalandırma uygulanıyor, çocuklar öldürülüyorsa sessiz kalamaz.
* CHP, Sosyalist Enternasyonal üyesi ve Gazze’de öldürülen çocuklar adına harekete geçebilir, olağanüstü bir toplantı isteyebilir.
* Toplantının yapılıp yapılmaması çok önemli değil, önemli olan ölen tüm çocuklar için bir hassasiyet gösterilmesi, bir tepki verilmesi. Devletler ile silahlı mücadele veren grupların aynı yöntemleri kullanamayacağının altının çizilmesi.
Bir yanıt bırakın