Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, önceki gün Hatay’da meydana gelen 6.4 ve 5.8 büyüklüklerindeki depremlerin yoğun olarak hissedildiği Mersin’de de vatandaşlar korkuyla dışarı çıktı.
Özellikle yüksek katlı binalarda oturanlar, geceyi araçlarında geçirdi. Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Erkan Demir, kentte binaların risk barındırdığını söyledi.
“Fay hattının geçmediği kentimiz yok”
Mersin’in konumsal olarak depremden 300 kilometre uzakta olmasına rağmen yoğun şekilde hissettiğini belirten Demir,
“Son günlerde birçok vatandaşımız evine giremedi. Binalarının sağlam olup olmadığı konusunda büyük bir endişeleri var. Bu kaygıları çok normal. Bu depremi belki yıkımla yaşamadık ama Mersin’i de bekleyen bir deprem var. Ülke olarak aslında bir fay kuşağındayız. Neredeyse fay hattının geçmediği bir kentimiz yok. Büyük deprem oluşturan fay hatlarının bir kısmı uzantı olarak bölgemizde devam ediyor. Mersin’den geçen fay hatlarının uzunlukları 150- 200 kilometre değil ama içinden ve civarından geçen birçok fay hattı var. Bu fay hatları ve olası depremler, yapılan araştırmalar sonucu incelenerek işaretlendi. Mersin bir depremle yıkılabilecek risk taşıyor. Kimse fay hatlarının geçmediği, tehlike olmayan bir kent olduğuna aldanmasın”
dedi.
“6 ve üzeri depremde can kayıpları olabilir”
Adana’nın Ceyhan ilçesinde 1998’de meydana gelen depremde kentin ciddi anlamda hasar oluştuğunu kaydeden Demir,
“Mersin’in yapı stokunun yarısından çoğu maalesef 40 yılın üzerinde binalardan oluşuyor. Bu da yakın civarda olacak 6 ve üzeri depremde can kayıplarının yaşanabileceği riskini barındırıyor. Tarihsel kayıtlara baktığımız zaman Viranşehir, Tarsus, Anamur geçmiş yıllarda yaşanan depremlerde yerle bir olmuş ve buraların üzerine kentler kurulmuş. Viranşehir’in 3 kez depremle yerle bir olduğunu biliyoruz, Tarsus altında bir kent barındırıyor. Bu kayıtlar aslında bizi şunu anlatıyor, bu bölge deprem açısında suskun bir bölge. 20 yıl öncesinde bu bölgede 30 ile 50 yıl arasında deprem bekliyorduk diye açıklama yapılmış ve aradan ciddi zaman geçti. Bu şunu gösteriyor; büyük bir risk barındırıyor. Burası sağlam bir kent değil. Zeminimiz alüvyon üzerine kurulmuş bir kent. Kıyı şeridinde devasa binalar inşa ediliyor. Sıvılaşma tehlikesinin olduğu, çok katlı binaların yapılmaması gereken bölgeler”
diye konuştu.
Bir yanıt bırakın