Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr – Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremler 11 ilde şiddetli bir yıkıma yol açtı, afette binlerce kişi hayatını kaybetti ve çok sayıda bina yerle bir oldu. Bölgede yapılan ilk incelemelerde ağır hasar alan ve yıkılan binalardaki ‘yumuşak kat’ detayı dikkat çekti. ABD’nin Kaliforniya eyaletinde ise 1994’te meydana gelen deprem ile merkez üssü Maraş’taki deprem arasındaki bağlantıyı tespit eden bilim insanları, ABD’deki depremde yumuşak katlara sahip 200 binanın çöktüğünü hatırlatıyor. Gerekli adımların atılması halinde büyük yıkımların önüne geçilebileceğini belirten uzmanlar, hiçbir şey için geç olmadığını söylüyor. Yumuşak kat düzensizliğine dikkat çeken isimlerden biri de Prof. Dr. Şevket Ateş. Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Ateş, “Gerekli düzenlemeler ve güçlendirmeler yapılırsa yumuşak kat düzensizliği çözülebilir” diyerek önemli detaylar paylaştı.
ASMA KATLARA DA DİKKAT!
Yumuşak kat düzensizliği, bir binanın katları arasında bulunan rijitlik (kuvvet etkisi altında bir cisimde meydana gelen şekil değiştirmeye karşı oluşan fiziki direnç) farkıyla meydana geliyor. Mimari tasarım hatalarından biri olarak değerlendirilen yumuşak kat sorunuyla ilgili Prof. Dr. Şevket Ateş, “Rijitliği az olan bir kat varsa bu kat daha fazla yatay yer değiştirme yapabilir. Çok zayıf olduğu için çok fazla yatay yük esnasında (deprem gibi) daha çok yatay yer değiştirme yapıyor. Böylece çok fazla hasar alıyor” ifadelerini kullandı.
Genellikle yatay kat düzensizliğinin ticari kaygılar sonucu oluştuğuna değinen Prof. Dr. Ateş, dükkanlar, bankalar, galeriler ve bunlara ek olarak asma katların yumuşak kat sorununa sebep olabileceğini ekledi.
‘ZEMİN VE GİRİŞ KATTAKİ KOLONLARA BAKILMALI’
Bir binada yumuşak kat düzensizliği olup olmadığını anlamak için zemin ve giriş katlardaki kolon boyutlarına bakmak gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Şevket Ateş, “Aslında çıplak gözle görebiliyoruz. Binanın kaç katlı olduğuna bakmak gerekli. Kolonların boyutları küçükse ‘Bu katta mutlaka yumuşak kat düzensizliği vardır’ diyebiliriz. Camekanlar çok fazlaysa ve kat yüksekliği de fazlaysa yumuşak kat düzensizliği olabiliyor” dedi.
BİNALARI GÜÇLENDİRMEK İÇİN NELER YAPILMALI?
“Deprem dışında bu binalarda sıklıkla hasara rastlamadığımız için paniğe kapılmıyoruz. Ancak ne zaman bir yatay yük karşımıza geliyor ve deprem oluyor hasarların büyük kısmı bu katlarda meydana geliyor. Kolonla kirişlerin birbirilerini parçaladığını görüyoruz” diyen Prof. Dr. Şevket Ateş, yumuşak kat düzensizliğini önleyebilmek veya halihazırda yumuşak kat düzensizliği bulunan binaları güçlendirmek için yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
“Eğer proje dükkan olarak tasarlanmışsa, ruhsatlarını bu şekilde aldıkları için dükkan olarak kullanılacağı biliniyor ve tecrübeli mühendisler bu binalardaki kolonları daha büyük seçebiliyorlar. Betonarme perde duvar dediğimiz duvarlar da inşa edilebiliyorlar. Uzun kenarı kısa kenarının 6 katından fazla olan taşıyıcılara perde duvar diyoruz. Perde duvarların kullanımına bu katlarda daha fazla yer verilmesi gerekiyor. Yumuşak kat sorunu görülen katlar genelde giriş ve zemin katları oluyor. Burada kolonları daha büyük boyutlarda yapmak, perde duvarlar ilave etmek, varsa sayısını artırmak gerekir. Ayrıca kolonu yuvarlak bir şekilde dört kenarını saran, betonun parçalanıp dışarı atmasını engelleyen sargı donatılarını kolon boyunca daha sık yapmak da yumuşak kat düzensizliğinin önüne geçmesini sağlayabiliyor.”
‘KUMAŞLARIN DAYANIMLARI ÇOK YÜKSEK’
Binaların güçlendirilmesi için alınacak önlemlerin yanı sıra güçlendirme amacıyla kullanılan ve karbon elyaf olarak adlandırılan dayanıklı kumaşların da kolonlara en az iki kat sarılarak kolonları güçlendirmenin, böylece düzensizliğin önüne geçilebilmenin mümkün olduğunu dile getiren Prof. Dr. Şevket Ateş, şöyle devam etti:
“Farklı kumaşlarla çok büyük dayanım kazandırılabilir. Söz konusu ticari kaygılar sebebiyle belki kişiler perde duvarı ekletmek istemeyecekler. Bu durumda kumaşlar kolonu çok büyütmüyor ve alanı kapatmıyor. Çünkü milimetrelik bazda kalınlıkları var ve dayanımları çok yüksek. Binanın yapısına göre hesaplayarak bu kolonların kumaşlarla güçlendirilmesiyle ara kat düzensizliğinin önüne çok kolay geçebiliriz.”
Hiçbir şey için geç olmadığını, beklenen depremlere karşı yapılandırılması mümkün binalar için gerekli adımlar atılırsa sağlamlaştırılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Şevket Ateş, ticari kaygıların bir kenara bırakılmasıyla büyük yıkımların önüne geçebileceğinin altını çizdi.
‘ALANINDA YETKİN VE EĞİTİMLİ KİŞİLERLE ÇALIŞMALIYIZ’
Mühendislerin yetkinlik kazandıktan sonra yetkilendirilmesi ve 3-5 yıl tecrübe kazanmadan herhangi bir projeyi imzalamamaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Ateş, mühendislerin yanı sıra inşaatlarda yetkin müteaahhitlerin ve yetkin ustaların da çalışmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Konuya karşılaştığı bir durum üzerinden örnek veren Prof. Dr. Şevket Ateş, sözlerini şöyle noktaladı:
“Geçenlerde büyük köprü işleri yapan bir arkadaşımla görüştüm. Kendi köyünde yapacağı iki katlı bir bina için anlaştığı ustalarla, işi bildiği halde istediği projeyi yaptıramadığını söyledi. Kolonların kiriş bölgelerindeki etriyelerin sıklaştırılması gerekiyor. Yönetmeliklerimizde var bu. Örneğin arkadaşım ustaya bunu yaptıramadı. Usta ‘Parasını versen de uğraşamam, başka işlerim de var’ demiş. Arkadaşım kendi çizdiği projesinde kolon kiriş etriyelerinin sıklaştırmasını yapamamış. Üstelik bu çoğu yapımızda yok, biz de çok fazla etriye sıklaştırmasına rastlayamıyoruz. Bu bölgeler depremde en çok hasarı alıyor. Bunun önüne bir şekilde geçmemiz gerekiyor. Kolon kiriş bölgelerindeki etriye sıklıklarını dikkate almalıyız. Kağıt üzerinde her şey güzel. Deprem Yönetmeliği’mizde hepsi var. Ancak uygulamaya gelince sorunlar oluşuyor. Ne yazık ki bilinçsiz insanlarla çalışıyoruz. Dolayısıyla bu işi yapan mühendisinden ustasına kadar yetkin, belli bir eğitim almış kişiler olmasını arzu ediyorum.”
Bir yanıt bırakın