Sezonun sürpriz ve çıkışta olan takımı karşısında Fenerbahçe çok zorlandığı, 9 kişi kaldığı maçta Kayserispor deplasmanında 3 puanı alarak hafta sonu oynanacak derbi karşılaşmasını beklemeye koyuldu.
Kırmızı kartlardan biri; yokluğunda Fenerbahçe’nin en çok canını acıtacak oyuncusu Fred’e çıkmış olmasının ayrıca altını çizmek gerekiyor.
Maçın tamamlanmasına 1 dakika kala Mert Hakan’ın gereksiz bir müdahalesi sonrasında gelişen olaylar zincirinde Zorbay Küçük önce sarı kartlarını çıkardı, peşinden de Fred ve Mert Hakan’ı attı.
Evet, her şey 1 dakika kala oldu ve bitti!
Mert Hakan sakatlığından ötürü çok uzun haftalardır forma giymiyordu. Yokluğu hissedildi mi bilmiyorum ama varlığını sanırım tüm Fenerbahçe Camiası yüreğinin taa içinde duydu!
Bu bakımdan İsmail Kartal’a oyuncu değişiklikleriyle ilgili bir eleştirimiz olacak; Kayserispor Ligde an itibarıyla 3. Sıraya yerleşmiş bir takımıyken ve maçın 4-3 gibi çok riskli bir yere geldiği ortamda sanki 3-0 devam ediyormuş gibi değişiklik yapılmasının doğru olmadığını düşünüyorum.
Hele Mert Hakan!
Fred’in gördüğü kartı ise anlamak mümkün olmadı; şiddetli bir tepkisini göremedik; ağızdan çıkan bir küfür olduğunu tahmin edebiliyoruz. Ancak bu küfür direkt olarak hakemin yüzüne mi yoksa öylesine kendi kendine bir reaksiyon sonucu mu söylendi, bunu çok iyi takip etmek gerekiyor.
Fred dünkü maçın hemen tüm gollerinin içinde olan 8 numaranın hakkını veren bir oyuncu.
3 kilit pas attı!
Çilingir yakıştırmasının tam karşılığı bu olsa gerekir.
Hani az önce Mert Hakan’ın yokluğu hissedildi mi diye sormuştum ya Fred’in yokluğunu saha içinde arkadaşları, dışında da tüm Fenerbahçeliler derinden yaşıyorlar.
Öyle bir oyuncu Fred!
Galatasaray maçının öncesinde gördüğü bu kartla takımda çok büyük bir boşluk açmış oldu.
Kayserispor sezona Çağdaş Atan ile çok iyi bir başlangıç yapmıştı. Başakşehir’e giderken yazdığı notta Çağdaş Hoca zaten takımın bu karakterine vurgu yapmıştı.
Sonrasında görevi devralan Recep Uçar’ın da önemli dokunuşları olduğu kesin.
Bir kere çok iyi alan parselasyonu ve dağılımı yapıyorlar. Her oyuncunun karşılaşma boyunca kendisine çizilen bölgede oynadığını ve yerini kaybetmediğini gördük.
Thiam gibi de bu seviyeler için ideal olan bir golcüye sahipler. Oyuncu geçtiğimiz sezonlarda attığı gol ortalamasına bu yılın yarısı bile gelmeden ulaştı.
Kayserispor’un bu maçtan puan alamaması Fenerbahçe adına önemli bir şanstı. Çünkü özellikle ikinci yarıda evsahibi takım oyunu genel anlamda domine eden taraf oldu.
Öyle olunca da ne 2-0 ne de 3-1 öne geçmek Fenerbahçe için yeterli olamadı.
Kuşkusuz Fenerbahçe’nin savunmasında çok önemli sakarlıklar vardı.
Hep aynı gerçeğin altını çiziyorum.
“Yediğin gibi gol atabildiğin sürece sorun yoktur!”
Ama sorun tam da bu işte; Fenerbahçe yıllardır kanırta kanırta gol atabilirken leblebi çekirdek yer gibi böylesine basit golleri kalesine görüyor.
İlk golde topun havada kat ettiği mesefa 60-70 metre olmalı.
O top sonra Fenerbahçe ceza sahasına düştü, sekti ve Kemen’i kaleci ile karşı karşıya bıraktı. Yılların tecrübesi Serdar Aziz’in müdahalesizliği ve etkisizliğini de buraya not olarak eklemek gerekiyor.
Avrupa’nın üst düzey takımlarında mücadele eden hiçbir takımın stoperi rakip oyuncuya ceza sahası içinde böyle fırsatlar tanımıyor. Hatta Fenerbahçeli forvetler böyle pozisyon bulamıyorlar.
Maçı 3-3’e getiren pozisyonda Serdar Aziz ve Fred’in aynı anda müdahale ederek topu rakibin önüne bırakmaları savunmadaki bir başka sakar durumdu.
Fenerbahçe’nin ara transfer döneminde savunma için özel bir alternatifler düşünüyor olmasının ne kadar önemli olduğunu bir kere daha görmüş olduk.
Çünkü hücum aksiyonlarında çok önemli ve özel işler yapan bir takım vardı aynı zamanda sahada.
Fred’in payını burada önceden teslim etmiştim; oyunda kaldığı süre boyunca Cengiz eski günlerine dönme sinyallerini verdi.
Sağ ayağıyla attığı gol çok güzeldi.
Batshuayi’ye verdiği gol pası da…
Dün Ferdi sol kanatta yine çok özel aksiyonlar yaratılmasının ana karakteri oldu.
4 gün sonra çok daha zor bir derbi maçı var. Sakatlıklar yüzünden kadro kurmada bu denli güçlükler yaşanıyorken Fred’in yokluğu ile ilgili İsmail Hoca bakalım nasıl alternatifler geliştirecek?
Bir yanıt bırakın