1987 yapımı ‘Bir Atıf Yılmaz Filmi’ olan ‘Hayallerim Aşkım ve Sen’in restore edildikten sonraki ilk gösterimi geçtiğimiz cuma akşamı Atlas Sineması’nda yapıldı. 43. İstanbul Film Festivali’nin (İKSV) ‘Dünden Bugüne Türk Klasikleri’ kapsamındaki gösterimine katılanlar arasında iki önemli isim vardı. Bunlardan biri filmdeki başarısıyla 24. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden ‘En İyi Görüntü Yönetmeni’ ödülü alan Çetin Tunca, diğeri Antalya Altın Portakal Film Festivali, Cezayir’de yapılan Akdeniz Ülkeleri Film Festivali’nin yanı sıra Sinema Yazarları’nın filmdeki performansı nedeniyle ‘En İyi Kadın Oyuncu’ seçtikleri Türkan Şoray’dı.
Sahneye davet edilen film ekibinden Çetin Tunca, kısa bir konuşma yaptı, kurgucu Mevlüt Koçak hiç konuşmadı. Sahneye davet edilince seyircilerin ayakta alkışladığı Türkan Şoray ise ‘Hayallerim Aşkım ve Sen’e dair oldukça renkli anılar anlattı.
Türkan Şoray öncelikle, Atıf Yılmaz’ın sinema yıldızı Derya Altınay üzerinden sinemadaki star sistemine gönderme yaptığı filmdeki kadın artistin kendisi olduğu söylentilerine açıklık getirdi. Türkan Şoray, “Gösterime girdiği yıl, bu filmdeki kadın artisti benimle özdeşleştirenler oldu. Hiçbir zaman öyle biri olmadım. Öyle olsaydım sevgili Atıf Yılmaz benimle bu kadar film çekmezdi” dedi.
İlk denemede şok!
Türkan Şoray, 37 yıl önce çekilen filme dair renkli anılarını ise şöyle anlattı:
“Filmde eski bir sinema starını canlandırdığım bölümlerin siyah beyaz olmasını istedik. Şimdi teknoloji çok gelişti, her şey yapılabiliyor. O zaman teknik imkanlar sınırlı. Ne yapacağız? Renkli filmin içinde siyah beyaz görüntü… Şöyle bir şey düşündük. Siyaha boyandım. Her tarafım siyah, gözlerim fıldır fıldır, siyah beyaz bir elbise giydim. Kömürcü çırağı gibiyim, gayet iyi siyah beyaz görünüyorum yani. Arkada siyah duvar falan. Atıf Bey, dedi ki ‘Bir deneme yapalım, bakalım ne olacak?’
Deneme çekimi için her şey mükemmel, simsiyah görünüyorum. Fakat konuşmaya başlayınca her şey bozuldu. Çünkü konuşunca dilim kıpkırmızı çıkmaya başladı.
Filmde iki karakteri oynuyorum. Biri pavyon kızı, diğeri hanım hanımcık hep ağlayan bir karakter. Atıf Bey, ‘Hemen hazırlan’ diyor, ben hemen kırmızı güllü, fırfır elbiseli pavyon kızı oluyorum. Onun çekimleri bitince Atıf Bey, ‘Şimdi öbür kadının kıyafetini giy’ diyor, hemen koşturuyor ve öbürünü giyiyordum.”
Türkan Şoray’ın bir anısı da filmin görüntü yönetmeni Çetin Tunca’yla ilgiliydi. Sanatçı, “Dağ başında çekim yapıyoruz. Hepimizin karnı acıktı. Çetin Bey’in kamerasının önünde hep bir torba durur ve içinde de mutlaka atıştırmalık bir şeyler olur. ‘Çetin Bey ne var o torbada?’ dedim. Çantasından çıkardığı iki muzu bana verdi. Aradan onca zaman geçti hâlâ o yediğim muzların tatlarını unutmadım” dedi.
Şoray ve Tunca, tören boyunca yan yanaydı. Türkan Şoray, bir kez elini, üç kez yanağını öpen Çetin Tunca’ya bir öpücük kondurmayı ihmal etmedi.
GÜNÜN SÖZÜ: “Bir kadının ‘memnun oldum’ dediği tek yer, tanışma faslıdır.” (Alfred North Whitehead)
Bir yanıt bırakın